20 Nisan 2013 Cumartesi

EL CİN ve KÖTÜ RUH

Selam korku severler..

Son seyrettiğim iki film ile yazılarımı başlatmak istiyorum izninizle. Bunlardan birisi yerli diğeri ise yabancı yapım.İlk olarak yabancı olan Kötü Ruh ile başlayacağım, yerliyi sona bıraktım.Kötü Ruh aslında orijinal adı Evil Dead olan ilki 80'li yıllarda çekilmiş ve kült filmler arasına girmiş bulunan bir filmin günümüzdeki versiyon yenilemesi.Film ile ilgili ilk dikkat .çekeceğim şey filmin afişi.Filmin afişinde oldukça iddialı bir ifade var: "İzleyeceğiniz en korkunç film".




Aslında bir korku filminin afişinde bu gibi iddialı sözler başta ilgi çekmeyi başarsa da, bence çok daha dez avantajlı oluşturma ihtimali var.Çünkü izleyicide otomatik olarak büyük beklenti oluşturduğundan, eğer film vasatı aşamıyorsa, izleyici filmden memnuniyetsiz ayrılabiliyor, oysa ki böyle iddialı bir giriş yapmasalar, seyirci seyrettiği kadarına kanaat etmiş olarak çıkabilir en azından.

Evet film bir versiyon yenilemesi olduğu için, konuya üç aşağı beş yukarı aşinaydık zaten, ilk filmi seyretmemiş olanlar  için bu filmde oyunculuğun çok daha zayıf olduğunu söylemeliyim, olay çok daha fazla, elbette günümüzde gelişmiş teknolojiye paralel olarak , görsel efekte dayandırılmış.

Bir grup gencin şeytana karşı verdiği ölüm kalım mücadelesinin anlatıldığı filmde bence korku unsurundan çok, uzuv kaybetme unsuru daha bir ön planda, bazı sahnelerde "SAW-TESTERE" serisinden birisini mi izliyorum acaba diye düşünmekten kendimi alamadım.

Film bence son bölümlere kadar vasatın  biraz altında kalmakla birlikte, son bölümlerde vasatın üstüne yine biraz çıkıyor.Bir arşivlik film mi?Elbette zaten orijinali dururken bunun arşivlik olduğunu söylemek saçma olur.
Film için notum 5 üzerinden 2.5.

İkinci bahsedeceğim film ise bir yerli yapım olan EL CİN
Türk korku filmlerinde en azından efekt olaylarında karınca adımı kadar olsa da bir ilerleme olduğunu belirtmek gerekir.Fakat halen çok ama çok eksik var, El CİN son dönemde yerli korku filmlerde sıkça izlediğimiz cin temalı filmlerden birisi daha, zaten bunu isminden de inkar etmiyor.Burada da ilk anlattığım filmde olduğu gibi bir grup genç söz konusu, ancak bunlar şeytanla değil bir cin ile cebelleşiyorlar. Zaten yabancı yapımlarda bu gibi olaylar genelde şeytan ve onun ele geçirdiği ruhlar üzerine geçer, bizde ise daha ziyade cinler.Bence bu kültürel bir şey, yani kim daha çok neyden korkuyorsa onunla ilgili bir şeyler çekiyor.
Bizim için cin meselesi her zaman ürkütücü olmuştur, oysa onlar için cin dediğin şey Alaaddin'in lambasından çıkan arkadaş kıvamında sevimlidir, onlar vampirden korkar, ama bizi düşünsenize, bir vampir mesela beyoğlu tarlabaşında  ortaya çıkıp ben vampirim diyerek millete mussallat olmaya kalksa, "bizde tarlabaşı çocuğuyuz lan" diye araya alıp ağzını burnunu kırarlar.

Neyse filme dönersek, özellikle yerli korku filmlerindeki senarist sıkıntısı burada da baş göstermiş, konu bütünlüğü sıfır, bağlantılar çok kötü, diyaloglar çok basit, oyunculuk ise vasat.Sadece bir anda çıkan gümbürtülü ses efektleriyle korkutmak amaçlanmış, oysa ki daha önce ki yazımda da belirttiğim bu tip korku tarzı,  arkadan yaklaşıp kese kağıdı patlatmaktan farksız.Bir korku filmi için en kötü şey, salondan çıkarken seyircide yoksunluk hissi bırakmaktır, filmin sonunu bir şeye bağlamak zorunda değilsiniz ama bunu öyle ustalıkla yaparsınız ki, seyirci o hiç bir şeyin gizeminden etkilenmiş olarak çıkar, ama bunu  saçmalayarak yaparsanız, seyirci en fazla homurdanarak çıkar.

Film için notum: 5 üzerinden 1,5

Görüşmek dileğiyle korku severler..






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder